DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bir avuç mevduat sahibine garanti verilsin diye tüm yükün dar gelirlinin sırtında olmasına razı olamayacaklarını belirterek, iş başına geldikleri ilk gün bu devleti batırma kampanyasını da bitirec...
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bir avuç mevduat sahibine garanti verilsin diye tüm yükün dar gelirlinin sırtında olmasına razı olamayacaklarını belirterek, iş başına geldikleri ilk gün bu devleti batırma kampanyasını da bitireceklerini söyledi.
ANKARA (İGFA) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu.
27 Mart’ta ev sahipliğini yapacağı liderler zirvesinden önce toplantının gündemini birlikte belirlemek üzere diğer genel başkanlarla görüştüğünü söyleyen Babacan, Adana’daki işkence görüntülerine ve kur korumalı mevduat sistemine tepki gösterdi.
Kolluk güçlerinin Furkan Vakfı gönüllülerine işkence uyguladığını gördüklerini belirten Babacan, "Anayasal hakkını kullanmak isteyen vatandaşın tepesine inen cop, hiçbir koşulda meşrulaştırılamaz. Polisin görevi milletin can güvenliğini sağlamaktır. Milletin canına kast etmek değil. Neymiş? ‘Yasa dışı’ yürüyüş yapmışlar. Ülkede parkur yürüyüşlerinden başka ‘yasa içi’ yürüyüş mü kaldı? Ülkede yasa mı kaldı ki böyle söylüyorsunuz?” dedi.
Kendilerini yöneten siyasetçilerden cesaret almayan hiçbir polis memurunun böylesine pervasızca işkence uygulayamayacağını ifadeeden Babacan, "Kolluk kuvvetlerine ‘Bacaklarını kırın’, ‘Siz yıkın, mahkeme kararı arkadan gelsin’ diyen bir bakanın emrindeki kolluk kuvvetlerinin hukuk içinde hareket etmesi beklenebilir mi? Cumhurbaşkanı gereken tepkiyi ve talimatı vermiyorsa polis şiddetinin önüne geçebilir misiniz?” diye sordu.
“Polis şiddetinin münferit bir tavır değil, zihniyet meselesi olduğunu Sayın Bahçeli ispatladı" diyen Babacan, "İşkencecileri alınlarından öperek kendisine yakışanı yaptı. Adı bunca kirli işle anılan ve işkence olayında dahi kendi vatandaşını suçlayan ilgili bakanın arkasında durdu. Sayın Bahçeli, 12 Eylül döneminde, kendi geleneğinin gördüğü onca eziyetten hiçbir ders çıkarmadığını gözler önüne serdi. Bilen bilir. Milliyetçi hareketin bir ‘cefasını çekenler’ olmuştur, bir de ‘sefasını sürenler’. ‘Sefa sürenlerin’ bunları anlaması mümkün değildir” diye konuştu.
Kur korumalı mevduat sistemini “devleti batırma kampanyası” sözleriyle tanımlayan Babacan, "Milletin vergilerini bankada yüksek mevduatı olan bir avuç insana faiz olarak ödeyecekleri banka hesaplarına yatırdılar. Bu hafta, faiz miktarı netleşti. 21 Aralık’ta açılan kur korumalı mevduata 3 ayda yüzde 11,9 oranında faiz ve kur farkı ödediler. Vadeler değiştiği için faiz yıllık bileşik ile hesap edilir. Yıllık bileşik faiz tam yüzde 57! 22 Aralık’ta açılan hesaplar için 3 ayda yüzde 20,1 faiz ve kur farkı ödediler. Yıllık bileşik faiz tam yüzde108! 23 Aralık’ta açılan hesaplar için yapılacak faiz ve kur ödemesi yüzde 27,3… 23 Aralık’ta 100 lira para yatıran bugün 27 lira 30 kuruş faiz alacak. Yıllık bileşiği yüzde 163! Bu, devleti batırma projesi değil de ne?” dedi.
“Hey gidi faiz düşmanı Erdoğan hey!" diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Babacan, "Nereden nereye! Siz faizlerin yüzde 8-9 olduğu dönemlerde, zamanın tertemiz bürokratlarını vatana ihanetle suçluyordunuz. Hesap ortada. Siz son üç gündür bu ülkenin hazinesinin katkısıyla yüzde 57, yüzde 108,yüzde 185 yıllık bileşik faiz ödediniz" dedi.