İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Koru İstanbul’ başlığıyla düzenlenen ‘İstanbul Doğal ve Kırsal Alanları Strateji Belgesi’ tanıtım toplantısında konuştu.İSTANBUL (İGFA) - İstanbul Büyüşehir Belediy...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Koru İstanbul’ başlığıyla düzenlenen ‘İstanbul Doğal ve Kırsal Alanları Strateji Belgesi’ tanıtım toplantısında konuştu.
İSTANBUL (İGFA) - İstanbul Büyüşehir Belediyesi (İBB) İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı, “İstanbul Doğal ve Kırsal Alanları Strateji Belgesi”ni, kamuoyu ile paylaştı.
Dünya Şehircilik Günü kapsamında, “Koru İstanbul” başlığıyla duyurulan strateji belgesi toplantısı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Havuz’da gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökce’nin yaptığı etkinlikte, İBB İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanı Gürkan Akgün detaylı bir sunum yaptı. Merkezi hükümet tarafından mevcut politikaların devam ettirilmesi durumunda, yakın gelecekte İstanbul’un orman kapasitesinin yüzde 15’ler seviyesine ineceği ve su kaynaklarının yok olacağı uyarılarında bulunan Akgün, bugünden alınacak tedbirlerle var olan ekosistemin korunarak, kentin geleceğinin teminat altına alınabileceği tespitlerinde bulundu.
“BELKİ DE ‘16 MİLYON İÇİN ÇALIŞIYORUZ’ YERİNE, ‘20 MİLYON İÇİN ÇALIŞIYORUZ’ DEMELİYİZ”
Akgün’ün anlatımlarını somutlayan iki farklı haritanın ekranda kalmasını isteyen İmamoğlu, yaşanan durumu “Bir şehrin ve insanlarının hayatta kalma mücadelesi” sözleriyle tanımladı. İstanbul’un yaklaşık 20 milyon insanı barındırdığına vurgu yapan İmamoğlu, “Belki de “16 milyon için çalışıyoruz” yerine, “20 milyon için çalışıyoruz” deyip insanlarımızın gözünü biraz daha açmamız lazım. Çünkü, bu bir gerçek. Bu şehrin rezerv alanları var. Henüz imarlı olup yapılaşmamış alanları var. Yeni açılacak veya açılması düşünülen ya da ‘Beton Kanal’ diye tariflediğimiz kanal projesinin tahribatı, vahşiliği hariç, belki de 2-2,5 milyon civarında daha insanı kapsayacak bir yapılaşma sahasına sahibiz İstanbul’da. İstanbul'un potansiyeli, artık ne yazık ki 22-23 milyonlara doğru tırmanmış durumda” şeklinde konuştu.
Kentte yaşanan kuraklığa dikkat çeken Başkan İmamoğlu, “Bu sabah itibariyle, karanlık saatte, 06.30’ta yağmuru görünce çok mutlu olan bir Belediye Başkanı durumundayım. Ki bu yağmur, İstanbul'un suyu için hiçbir şey demek. Ve biz artık, mevsimleri gerektiği gibi yaşamıyoruz. Biz, İstanbul'un suyunu 250 kilometreden İstanbul'a basıyoruz. Yetmedi. Şimdi Bulgaristan sınırındaki ırmaktan İstanbul'a basmanın ve onu harekete geçirmenin çalışmaları aşamasındayız. Hem doğudan hem batıdan, İstanbul'a yaklaşık 200-250 kilometre mesafelerden su basarak, bu şehrin insanının su ihtiyacını garanti altına alma çabası içindeyiz. Gürkan arkadaşımın sunumundan iki harita var. Bir griye dönüşmüş, bir de yeşile dönüşmüş iki alan var. İşte bu tehdidin sonucu, o gri tonlarla suyun nasıl kaybolabileceği kurak bir İstanbul; diğeri ise, halen korunduğu takdirde, bu şekilde bir gelecekteki İstanbul meselesi” dedi.
“İSTANBUL'UN KIRSAL ALANLARI, ORMANLARI, YEŞİL ALANLARI OLDUĞUNU KEŞFEDİYORUZ”
2019 yılından bu yana, İBB olarak çok önemli işlere imza atıklarının altını çizen İmamoğlu, “Tabiri caizse, İstanbul'un kırsal alanları olduğunu, ormanları olduğunu, yeşil alanları olduğunu keşfediyoruz. İnsanlarımızın önüne koyuyoruz ve bunların korunması gerektiğinin farkındalığını yaratıyoruz. ‘Keşif’ diyorum; ironik bir tarif belki ama öyle. İstanbul'un kırsalı olduğu unutturuldu bize. Silivri Çatalca, Arnavutköy, Şile… Herkes köyünü bile apartman gibi görür olmaya başladı. ‘Ne zaman burası apartman olacak. Ne zaman burası şehir olacak, site olacak?’ Böyle bir şey yok. Değerli arkadaşlar, İstanbul'u yaşamsal anlamda geleceğe taşıma sorumluluğuyla yüklü insanlarız biz. İstanbul'u apartman, bina çöplüğüne dönüştürme işine karşı durma sorumluluğu olan insanlarız biz. Bina, beton çöplüğüne dönüştürmeye karşı olma sorumluluğunu ortaya koyma kararlılığını göstermekle yükümlü insanlarız biz” ifadelerini kullandı.
Başkan İmamoğlu, kendilerinden farklı düşünen kesimlerin İstanbul’un her toprak parçasını bir rant alanı gibi gördüğünün altını çizdi.
İmamoğlu, askeri alanların da merkezi hükümet tarafından rezerv alan ilan edilerek imara açıldığı ve söz konusu araziler üzerinde ağırlıklı olarak lüks konutla inşa edildiği bilgilerini paylaştı.
KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞKANLIĞI TEPKİSİ: “SİZ, KÖTÜ BİR SINAV VERMİŞ HEYETSİNİZ”
TBMM’de dün kabul edilen Kentsel Dönüşüm Kanunu’na da konuşmasında değinen İmamoğlu, hükümet kanadının kendilerinden gelen öneri ve destek taleplerini karşılıksız bıraktığı eleştirisinde bulundu.
Kentsel dönüşüm meselesinin konunun tüm paydaşlarıyla birlikte ele alınmasının önemine dikkat çeken İmamoğlu; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile yaptığı görüşmenin ve sonrasında yaşananların detaylarını katılımcılarla paylaştı. Kendilerinin, İstanbul ve diğer şehirleri kapsayan “Deprem Konseyi” benzeri yapılaşmanın yerine, TOKİ benzeri “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı”nın kurulduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Şimdi şunu diyebilirler: ‘Biz iyi niyetliyiz. Aslında sizin dediklerinizi aldık. Onları biz, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı üzerinde yapacağız.’ Arkadaş; siz kötü bir sınav vermiş heyetsiniz. Kaldı ki, biz sizin niye iki dudağınızın arasında olalım? Birlikte yönetelim, birlikte karar alalım. Aslında toplumun, milletin iradesini yok sayan, milletin taleplerini, isteklerini yok sayan; başka kurumların taleplerini, isteklerini yerine getiren bir aksı harekete geçirdiler. Bu anlayış, ‘Biz yaptık, oldu’ anlayışı. ‘Sen ne kadar konuşursan konuş, bizim dediğimiz olacak. Dediğimiz dedik’ anlayışı. ‘Aşkımız’ diye diye, ‘İhanet ettik’ diye diye, bunu da bize itiraf etmiş bir heyet olarak, İstanbul'u getirdiğiniz durum bu” diye konuştu.