Yaklaşık bir sene önce okuyucusuyla buluşan fakat pandemi nedeniyle ertelenmiş olan Karadut romanının lansmanı, geçtiğimiz akşam (14 Aralık) UKKSA’da düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi. İSTANBUL (İGFA)- Müzik dinletisinin de yer al...
Yaklaşık bir sene önce okuyucusuyla buluşan fakat pandemi nedeniyle ertelenmiş olan Karadut romanının lansmanı, geçtiğimiz akşam (14 Aralık) UKKSA’da düzenlenen etkinlikle gerçekleştirildi.
İSTANBUL (İGFA)- Müzik dinletisinin de yer aldığı gecede romanın editörü şair Mustafa Köz, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Mari’ye yazdığı şiirleri okudu. Karadut’un yolculuğu hakkında söyleşi yapan yazarlar, Mari Gerekmezyan’ın hikayesiyle yollarının nasıl kesiştiğini, dönemin ünlü şairlerini, sanatçılarını hikâyeye eklerken duydukları heyecanı, kitabı yazarken yaşadıkları zorlukları, bu hikâyenin onları nasıl etkilediğini anlattılar.
Mari Gerekmezyan’ı romanlaştırma yolculuğunda tanıştıkları insanların onlar için çok kıymetli olduğunu belirterek sözlerine başlayan Müjgan Tekin, kendilerine en çok yöneltilen sorunun iki yazarlı bir roman yazmaya dair olduğunu ifade etti.
Ve bu soruya cevap olarak “insanın toplumsal koşulların bir ürünü olduğu” gerçeğinden hareketle iki kız kardeşin aynı koşullarda yetişip aynı kaynaklardan beslenmelerinin önemine vurgu yaptı. Vildan Tekin ise Karadut romanına başlama süreçlerinin 2015’teki İş Kültür’ün çatısı altında düzenlenen “Biz Mektup Yazardık” sergisi olduğuna değinerek, Karadut şiirinden tanıdıkları Mari Gerekmezyan’ın gerçekte kim olduğunu araştırma dürtüsü ile harekete geçtiklerinin altını çizdi. Mari Gerekmezyan’ın Türkiye’nin ilk kadın heykeltıraşlarından biri olmasına rağmen unutturulmak istenişine karşı onu yeniden hatırlamak ve hatırlatmak istediklerini belirten Vildan Tekin, aynı zamanda 1940’lı yıllarda yaşanan sanatsal tartışmalarının onları heyecanlandırdığını belirtti.