Ramazan ayı kilo kontrolünü yönetmek ve sağlık açısından çok önemlidir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. İrem Aksoy, Ramazan ayında beslenme ile ilgili merak edilenleri anlattı.İSTANBUL (İGFA) - Sahur ve iftar arasındaki ortalama 15-16 sa...
Ramazan ayı kilo kontrolünü yönetmek ve sağlık açısından çok önemlidir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. İrem Aksoy, Ramazan ayında beslenme ile ilgili merak edilenleri anlattı.
İSTANBUL (İGFA) - Sahur ve iftar arasındaki ortalama 15-16 saatlik sürede besin alımı yapılmaması gereken bu ibadette genel olarak en sık yapılan hataların başında tek öğün beslenmek geliyor. Tek öğün beslenmek öğün yapıldıktan birkaç saat sonrasından başlayarak gün boyu devam eden düşük kan şekeri anlamına gelir.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. İrem Aksoy, uzun süre açlıktan sonra yapılan ilk öğünde daha hızlı, fazla ve basit karbonhidratları içeren besinlerle beslenmek kilo almaya sebep olabileceğini söyledi. "Gün içerisinde yapılan fiziksel aktivitenin oruç tutarken azalması vücudun enerji harcamasını olumsuz etkilediğinden her ne kadar besin alımı aynı düzeyde olsa da kilo kazanımı kaçınılmaz olacaktır" diyen Aksoy, toplumda geleneksel hale gelen bol çeşitli iftar davetleri ve iftardan sonra tüketilen genellikle porsiyonu abartılan şerbetli tatlıların da kilo almaya sebep olan etmenler arasında yer aldığını kaydetti.
SAHUR VE İFTARDA HANGİ BESİNLER TERCİH EDİLMELİ?
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. İrem Aksoy, ilk olarak sahur ihmal edilmeyerek sağlıklı bir sahur yapılmasını önerdi. "Sahurda, uzun süre tok kalmanıza fayda sağlayacak yeterli protein ve bol lif içeren bir öğün yapılmalıdır" diyen Aksoy, "Örnek vermek gerekirse; kaliteli protein kaynaklarından yumurta, peynir, yoğurt, süt ve kefir gibi gıdalardan biri veya birkaçı mutlaka sahur menünüzde yer almalıdır. Bol lif ve sağlıklı besin ögeleri içeren yulaf ezmesi gibi tahıllar, sebzeler ve meyveler de sahur menünüzde yer almalıdır. İftarda ise hafif iftariyeliklerle başlangıç yapılabilir. Örneğin; peynir, zeytin, kuru domates, ceviz gibi çiğ kuruyemişler, kuru kayısı, hurma gibi kuru meyveler. Devamında besleyici bir çorba tüketilerek bir süre ara verilmelidir. Ana ve yardımcı yemekler gayet hafif olmalı ve çok tuzlu, baharatlı ve yağlı olmamalıdır. Yeşil sebzeleri yoğunlukla barındıran bir salata, günlük ihtiyacı karşılamak için gerekli olan protein kaynakları iftar menüsünde mutlaka olmalıdır" tavsiyesinde bulundu.
Günlük su ihtiyacı doğru zamanlarda ve miktarda içilerek karşılanması gerektiğine vurgu yapan Aksoy, "Kimler oruç tutmamalı" sorusuna da, "Akut veya kronik hastalıklara sahip olan insanlar için oruç ibadeti muaf sayılırken bazı bireyler yine de oruç tutmayı isteyebilirler. Bu durumda sağlık takiplerini yapan hekimlerin ve diyetisyenlerin önerilerine uyarak hareket etmeleri gerekmektedir. Oruç tutması riskli olanlar arasında en başta diyabet hastaları, hipoglisemi takları yaşayan bireyler, hamileler ve emziren anneler gelmektedir" diye konuştu.