DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu gündeme ilişkin Meclis'te düzenlediği basın açıklamasında Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifa etmesi gerektiğini iddia ederek, TBMM Başka...
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu gündeme ilişkin Meclis'te düzenlediği basın açıklamasında Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifa etmesi gerektiğini iddia ederek, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'u da bu olaylar karşısında sessizliğini bozmaya davet etti.
ANKARA (İGFA) - DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
Yeneroğlu, 17 Haziran Cuma günü Saab Cafe’de gerçekleşen olaylara ve Dezenformasyon ve Basın Kanun Teklifi’ne, Cemaat Vakıfları Seçim Yönetmeliği’ne değindi.
Tüm gücümüzle, büyük bir özveriyle kamu gücünü otoriter eğilimlerine araç kılan devasa bir yapıyla mücadele ettiklerini anlatan Yeneroğlu, "Enseyi karartmak yok. Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. İşte öyle bir zamanda yaşıyoruz. Işık gelince karanlık yok olur. DEVA Partisi güçlendikçe de otoriterlik zemin kaybedecek, demokrasi ise alan kazanacak" dedi.
‘SAYIN ŞENTOP’U MECLİS’İN İTİBARINI KORUMAYA ÇAĞIRIYORUM’
Hukuku ayaklar altına alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni aşağılayan Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı’nın istifa etmesi gerektiğini iddia eden Yeneroğlu, Meclis Başkanı Sayın Mustafa Şentop'un da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin itibarını korumaya ve yasama organına yönelik bu ağır saldırı karşısında sessizliğini bozmaya davet etti.
Ankara’nın göbeğinde, Kızılay’da, Afrika yemekleri sunan SAAB Cafe Restoran’ın tabela asma törenine polisler ırkçı saiklerle müdahale edildiğini anımsatan Yeneroğlu, "SAAB Kafe’nin tabelasına ise izin verilmedi ve zorla tamamen beyaza boyatıldı. Siyahilere karşı kurumsal ırkçılığın daha ironik bir şekilde ortaya konulması mümkün olamazdı. Göç İdaresi Başkanlığı’nın dayandığını söylediği TSE standardı yalnızca ‘kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik’ bir standart. Yani kamu kurum ve kuruluşları istisnalar dışında yabancı kelimeli tabelalar kullanamaz. Ama özel hukuk kişilerini bağlayan bir durum yok. Zaten böyle bir durum olsa polis de bu işte yetkili olsa ilk yapması gereken Medipol Hastanelerine ve RoyalMaxx otellerine tabela baskını düzenleyip aynı mafyavari tutumu Sağlık Bakanına ve Turizm Bakanına karşı da uygulamak. Nasıl büyük bir skandalla karşı karşıya olduğumuzu buradan anlayın” diye konuştu.
‘DEZENFORMASYONUN KRALINI YAPAN BİZZAT İKTİDARIN KENDİSİ’
‘Dezenformasyon Kanun Teklifi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yeneroğlu, "Bu teklif milletin desteğini kaybetmiş iktidarın seçime hazırlığının bir parçasıdır. Tüm basın, iktidarın pençesine alınmak isteniyor. Basın kartını görünüşte özerk, özünde İletişim Başkanlığı'nın kontrolündeki bir komisyon verecek. Bu komisyon da kimin gazeteci olup, kimin gazeteci olmadığına karar verecek. Teklifin en önemli maddesi, ‘dezenformasyon suçu’ maddesi… Suç tamamen muğlak içerikli. İktidara göre; onların hoşuna gitmeyen her yorum, her haber yanıltıcı ve zaten dezenformasyon. Dezenformasyonun kralını yapan bizzat iktidarın kendisi" görüşlerine yer verdi.